| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | mingle with f. | haşır neşir olmak |
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | mingle with (someone) f. | (kalabalığa/insanların arasına) karışmak | ||
|
Joy was mingled with sorrow. Sevinç hüzünle karışmıştı. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | mingle freely with the crowd f. | halkın arasına karışmak | ||
| Genel | mingle with the crowd f. | kalabalığa karışmak | ||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | mingle in (with someone) f. | (kalabalığa/insanların arasına) karışmak | ||
| Öbek Fiiller | mingle with (someone) f. | (birilerini) kaynaştırmak | ||
| Öbek Fiiller | mingle with (someone) f. | (birilerini) bir araya getirmek | ||
| Öbek Fiiller | mingle with (something) f. | (bir şeyle) karıştırmak | ||
| Öbek Fiiller | mingle with (something) f. | (bir şeyle) birleştirmek | ||
